İmar affı için kritik açıklama... Tarih belli oldu

GENEL

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, imar barışını, imar alanında son 30 yılın en önemli olayı olarak değerlendirdi. Geçmişte Türkiye’de 13 farklı imar affının yapıldığını, ancak bunların kalıcı bir çözüm getirmediğini belirten Bakan Özhaseki, İmar Barışı'nda, 13 milyon yapıyı kapsayan Yapı Kayıt Belgesi'ne vatandaşların 8 Haziran cuma gününden itibaren başvurabilecekleri, sürenin 31 Ekim'de sona ereceğini açıkladı. Bakan Özhasaki, konut affıyla ilgili birçok soruya yanıt verdi

Türkiye’de 1950’li yıllardan itibaren bir göç dalgasının yaşandığını dile getiren Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, bu dönemlerde gerekli hazırlıklar yapılmadığı için günümüzde sorunların yaşandığını söyledi. Türkiye’nin yapı stoğuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Özhaseki, "Geldiğimiz noktada içimiz acıyarak söylüyoruz, Türkiye’de yapı stoğu olarak sağlıksız yapılar bulunduğu gibi, kimliksiz yapılar da mevcut. Ruhsatsız, iskansız, insanların aklına estiği gibi inşa ettiği yapılar var. Bu ortam doğru bir ortam değil. TÜİK verilerine göre 26 milyon 358 bin gibi bir sayı var. 26.5 milyon civarında bağımsız birimimiz var. 9.5 milyon civarında da binalarımız var. Bunların içinde imara aykırı yapı ne kadar diye soruyoruz, bunları bilen belediye başkanımız da yok ne yazık ki. Herhalde şu anda imara aykırılık teşkil eden yapı sayısı yüzde 50’lerin üzerindedir. Siyaset kurumu bu sorunlara çözüm bulma yeridir. Bunlara gözümüzü kapatamayız" diye konuştu.

'TÜM KAPASİTEMİZLE ÇALIŞACAĞIZ'

İmar Barışı Düzenlemesi’nden yararlanacak vatandaşların durumu hakkında önemli tespitlerde bulunan Bakan Özhaseki, imara aykırı yapılar arasında hazine arazisine inşa edilen yapıların da bulunduğunu söyledi. Bakan Özhaseki, şöyle konuştu:

"Önemli sorunlarından biri de vatandaş gelmiş hazine arazisi üzerine evini yapmış. İkincisi, zamanında, tapu tahsis belgeleri verildiğinde ya müracaat etmemiş, ya da zamanını kaçırmış. Ruhsatla ilgili sorunlar var. Vatandaş bildiği gibi eski usulle evini yapmış, belediyeye de hiç uğramamış. Ruhsata aykırı olan eklentiler yapanlar var. Bunları yan yana getirdiğinizde ciddi bir sorun yumağı ortaya çıkıyor. Bizim tüm kapasitemizle çalışarak bunları kayıt altına almamız, daha sonra da kentsel dönüşüm konusunda Türkiye’de ne yapılabilecekse o konularda varımızı yoğumuzu ortaya koymamız lazım. Bunları yapmazsak görevimizi tam anlamıyla yerine getirmiş olmayız. Kandilli Rasathanesi ekonomik etki analizi raporunda şöyle deniliyor: Eğer siz bir birimlik harcama yaparsanız, depremde karşınıza çıkacak 7.3 birimlik hasara mani olursunuz. Örneğin Marmara Depremi'nde 15 milyarlık bir hasar var. Zamanında 2 milyar liralık bir harcama yapılmış olsaydı, o belaların hepsine göğüs gerebilirdik. Sorunlar, imara aykırılıklar nasıl sonuçlar ortaya çıkarıyor diye baktığınızda, sosyal donatı alanlarının eksikliğinden dolayı şehirlerin yaşanmaz hale geldiğini görüyoruz. Bu durum İstanbul ve çevresinde daha belirgin hissediliyor. Arabaların park edileceği yer yok, yeşil alan yok, okul alanları sıkıntılı. Tüm bunlar karşımızda bir bela olarak duruyor. Birçok insan kamu hizmetlerinden yararlanmak konusunda kaçak hareket ediyor. Su ve elektrik gibi hizmetleri kaçak yollardan elde ediyor.”

Hürriyet

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.