Bunlar haricinde sjögren sendromunun daha nadiren akciğeri, böbrekleri, beyini ve uç sinirleri etkileyebileceğini ifade eden Liv Hospital Samsun Romatoloji Kliniğinden Prof. Dr. Mehmet Sayarlıoğlu, “Genellikle erişkin (40-50 yaş) kadınların hastalığıdır ve sık görülen romatizmalı hastalıklardandır. Savunma sisteminin hücreleri kendi dış salgı bezlerine saldırmakta ve buralarda fonksiyon kaybına yol açmaktadır. Sjögren sendromu; otoimmun yani vücudun kendi hücrelerine karşı savaş açtığı hastalıklar arasındadır. 40-50 yaş arasındaki kadın hastalarda sıktır. Hastalık tipik olarak gland adı verilen salgı bezlerini tutmaktadır. Göz, ağız, burun, cilt tutulumu en sık gözlenen bulgulardır” diye konuştu.
Mehmet Sayarlıoğlu, “Sjögren sendromu bazı romatizmal hastalıklara eşlik edebilir. Başta romatoid artrit olmak üzere sistemik lupus eritematozus, skleroderma, inflamatuar kas hastalıkları ve vaskülit (damar duvarı iltihabı) gibi romatizmalı hastalıklara eşlik eder. Bu durum sekonder (ikincil) sjögren hastalığı olarak isimlendirilmektedir. Sonuç olarak başka bir nedene bağlanamayan ciddi göz kuruluğu ve ağız kuruluğu olan hastalarda, eşlik eden bulgular da varsa sjögren sendromundan şüphelenilmesi gerekmektedir” şeklinde açıklamasını sonlandırdı.
Ağız ya da göz kuruluğu romatizmalı hastalık belirtisi olabilir
Ağız ya da göz kuruluğu romatizmalı hastalık belirtisi olabilir
SAĞLIK
Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Sayarlıoğlu, ağız ve göz kuruluğunun romatizmalı hastalıkların en yaygın belirtileri olduğunu ifade ederek, “Bir grup hasta genel vücut ağrısı, halsizlik ya da eklem ağrılarıyla gelebilir. Bu bulgular sjögren sendromunun en çok görülen bulgularıdır” dedi.
Paylaş: