Çankaya Köşkü'nden gerçekleştirilen bir televizyon yayınında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerel seçimler ve beka sorunu, gerçekleştirdiği mitingler ve izlenimleri, Cumhur İttifakı, muhalefetin seçimlerdeki söylem ve tutumu, terörle mücadelede gelinen son durum, bugüne kadar gerçekleştirdikleri ve hayata geçirecekleri projeleri, ekonomiye yönelik hamleler, ABD Başkanı Trump'ın Golan Tepeleri ile ilgili kararı, Ayasofya'nın statüsünün değiştirilmesi gibi konuları değerlendirdi.
“Biz bu terörü bitirmenin kararlılığı içindeyiz, bu işi çözeceğiz” PKK'dan DEAŞ'a, FETÖ'den DHKP-C'ye kadar karanlık güçlerin besleyip büyüttüğü bütün terör örgütlerinin hepsini tepelediklerini belirten Erdoğan, “Lider kadrodan kayıplar vermeye başladılar. Şuanda Kuzey Irak'ta önemli sorumlular bitti. Bir tane önemli liderleri ağır yaralı, bunun yanında ölenler var. Biz bu terörü bitirmenin kararlılığı içindeyiz, bu işi çözeceğiz. Terör belasını çözmedikten sonra yatırımcı Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine yatırım yapmaz. Terör örgütleri ve onların hamileri yerel seçimleri bir fırsat olarak görüyorlar” diye konuştu.
“Bir gece ansızın gelebiliriz” mesajı ve o gecenin ne zaman geleceğinin sorulması üzerine Erdoğan, “O geceyi açıklarsak orada bir tane adam bulamayız. Bunları biz haber vermeden, bir gece ansızın derken bunu başarıyoruz” dedi.
Kuzey Irak'ta etkisiz hale getirilen teröristlerden bahseden Erdoğan, “Bunların içinde alt seviye yok. Bakıyorsun Kandil bölge sorumlusu, bunun yanında dış ilişkiler sorumlusu, onların ağzından. Örgüt sözcüsü, bunu ismen söylemeyeceğim, bu isim biliniyor ama şuanda komada olduğunu arkadaşlar söylüyorlar, lider kadrosunda, baronların arasında olanlardan. Daha önce de bunların Sincar sorumlusu öldürülmüştü. Bizim buradaki en önemli İHA'lar koordinatları yakalıyor, SİHA'lar yakaladığı koordinatları vuruyor. Gerektiğinde F-16'lar devreye giriyor. Bir gece ansızın gelebilme olayına gelince, işte hiç haber vermeden, arkadaşlarımıza ön talimatları verdiğimiz için onlar hiç sağa sola bilgi vermeden gidip gereğini yapıyorlar. Zira dost bildiklerimiz bile bizim karşımıza dikiliyor. Terörle mücadele noktasında artık yeni bir dönemin içindeyiz” diye konuştu.
“CHP, sözde İYİ Parti ve Saadet partisi onların peşine takılmış durumdalar”
CHP, HDP, İY Parti ve Saadet Partisi'nin birliktelikleri gizleyemediklerini kaydeden Erdoğan, “Bunlar çok başarısız bir siyaset oynadılar. ‘Biz böyle bir dörtlü bir araya gelirsek, bunu da gizlersek netice alırız.' Gizleyemezsin. Nitekim de gizlemediler. Halkımız CHP, sözde İYİ Parti, HDP ve Saadet Partisi arasındaki, Sayın Bahçeli'nin deyimiyle zillet ittifakı, ben de illet diyorum, çok iyi idrak etmiş, kapalı kapılar arkasında dönen pazarlıkları biliyor ama detayını bilmiyor. Biz bu detaylara ulaştık. Bunların içinde bir tane temelsiz Temelli var Sezai, bu açıklamayı PKK'dan bağımsız yaptığı düşünülebilir mi? Zaten onlar PKK'dan emir almadan adım daha atamazlar. CHP, sözde İYİ Parti ve Saadet partisi onların peşine takılmış durumdalar” şeklinde konuştu.
Türkiye'de Kürdistan diye bir bölgenin olmadığının altını çizen Erdoğan, boşuna beka meselesi demediklerini kaydetti. Erdoğan, “Bu temelsiz Sezai birlikteliğin diğer iplerini eline almış tehdit ediyor. 09.00 Kürt vatandaşlara seslenen Erdoğan, “Sizin iradenize ipotek koyan bu adamlara gelin demokratik bir şekilde sandıkta cevabı verin” ifadelerini kullandı.
“Türkiye düşmanlığı ile Erdoğan düşmanlığını ayırt edemez hale gelmişler”
Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş'ı eleştiren Erdoğan, “Bir tane ilçe belediye başkanını getirip buraya aday koymak Ankaralılara saygısızlıktır” açıklamasında bulundu, Cumhur İttifakı adayı Mehmet Özhaseki'nin belediyecilikle ilgili özelliklerini anlattı.
CHP, İYİ Parti, HDP ve Saadet Partisi'nin ortak paydasının sadece menfaat ilişkisi olduğunu belirten Erdoğan, “Erdoğan düşmanlığı, bu iki kere iki dört. Erdoğan düşmanlığı bunların gözlerini öyle kör etmiş ki, Türkiye düşmanlığı ile Erdoğan düşmanlığını ayırt edemez hale gelmişler. Bölücü terör örgütünün ağzı ile konuşan HDP yöneticilerinin bu açıklamalarına tepki gösteremeyen CHP, sözde İYİ Parti ve Saadet Partisi yöneticileri bu düşmanlığın ortaklarıdır. Kapalı kapılar ardında anlaşıp bu millete zillet olmaya gelenlere karşı Cumhur İttifakı her zaman dimdik duracaktır. Cumhur İttifakı olduğu sürece bu topraklar üzerinde Kürdistan diye bir bölge inşa etmeleri mümkün değil. Nasıl Cudi'de Gabar'da, Tendürek'te, Kandil'de bunların inlerine girdik, aynı şeyi o zaman hesabını bunlara çok ağır ödetiriz. Adam kalkıyor benimle alakalı hepsi, bir tanesi hariç benim şahsımla alakalı, filanca partiye oy verenlere ben ‘terörist' demişim. Bu kadın da bu işlere bulaştı. Herhalde zemin kapmak istiyor. Denizli, Aydın mitinglerinde Meral Hanım Denizli'deki vatandaşlarıma benim ‘terörist' dediğimi söylüyor. Bütün bunlar benim konuşma metnim içinde böyle bir ifade var mı yok mu? Böyle bir ifade kullanırsam ben bu makamda durmam. Onu onlar yapabilir ben yapmam. Ben hemen davayı açtım. Ben vatandaşlarıma terörist diyecek kadar vicdansız değilim. Benim HDP'ye oy verenlere ‘terörist' dediğimi ifade ediyorlar, yalan söylüyorlar. Baktılar bir şey bulamadılar bu alçakça yalana başvurdular. 40 yıldır siyasetle meşgul olan Tayyip Erdoğan böyle bir vicdansızlığı yapamaz. Bunlar siyasetin içinde yetişmediler. Künyelerini araştırın bakın, hangisi gençlik kollarından beri bu işin içinde. Bu iftirayı atan Akşener, miting alanında, darbe girişimi nedeniyle FETÖ'den tutuklananları kastederek ‘Mehmetçik hapiste, garip gureba hapiste' diyor. Bunlara Mehmetçiğin vatan savunmasında olduğunu hatırlatmak gerek. Hapiste olanlar Mehmetçik değil, Mehmetçik'e ve milletime bomba adan teröristler, sana teröristlerin sözcülüğünü kim verdi, Pennsylvania. Burası çok önemli” ifadelerini kullandı.
“Sende zerre kadar mertlik olsa kaçıp gitmezsin”
“Söz konusu Türkiye'yi istikrarlı, kararlı yolundan çevirmek olunca ne yazık ki hepsi bir araya gelebiliyor” diyerek yaşanan saldırıları anlatan Erdoğan, içeride ve dışarıda üst akıl denilen aktörler olduğunu belirtti. Erdoğan, “Pensilvanya'daki ahlaksızın yanında başka bir ahlaksız var, sizin meslektaşınız, buradan kaçıp giden. ‘Milletin başından düş' diyor. Sen mi getirdin bizi buraya terbiyesiz. Bizi buradan ancak milletim sandıkta eğer memnun değilse sandıkta bize ‘yeter' der. Bunun kararını halk verir sen değil. Sende zerre kadar mertlik olsa kaçıp gitmezsin. Ülkenden kaçıp giden soysuzsun. Milletine hizmet edenler burada. Biz bunları geçmişte böyle bilmiyorduk. Bunların meğerse zihin arkasında farklı şeyler varmış. Şuanda da kaçıp gittiler gerçek patronlarına hizmet ediyorlar” açıklamasında bulundu.
“Demokratik Güç Birliği“ söylemini değerlendiren Erdoğan, “Demokrasi adına ne yoksa bunlarda var. Konuşanlar teröristler. Oradan verdiği talimatı aşağıda destekledikleri malum tipler kullanıyor. Bu oyuna artık millet gelmeyecek. Bizim üzüldüğümüz, acı olan çok kirli bir ittifak kuruldu ve bu ittifakı gizliyorlar. Niçin bunların dördü bir araya gelip miting yapamıyorlar. Çünkü o zaman mızrak çuvala sağmayacak. Gizleyemeyecekler. Bunu kendi tabanlarına anlatmaları mümkün olmayacak. Terörist başının resminin bulunduğu paçavralarla şanlı bayrağımızın yan yana görünmesinden ciddi manada çekiniyorlar. İzmir ile bazı ilçelerin adı geçti, oralarda Kandil'in talimatı var, CHP'nin içinde bazı isimler var ki, Kandil ile koordineli çalışıyor. HDP nerde aday göstermediyse bilesiniz ki oranın suflelerinden birisi onlar. Kandil sufle ediyor, aşağıda dizayn ona göre yapılıyor. Burada Bay Kemal'in söyleyeceği bir şey yok, aynı şekilde hanımın da söyleyeceği bir şey yok. Düşünebilir musunuz, Saadet Partisi'nin listelerinde PKK'lılar var. Pazar günü Adıyaman'da bizim adayımız seçimi alacak. Bu teröristlerle işbirliği yaparak değil, tamamıyla bu milletin asil evlatları orada oyunu adayımıza verecekler” dedi.
“Anında gereğini savcılıklar yasal olarak yapacaktır”
Teröre yardım ve yataklık yapmanın, destek vermenin, propagandasını yapmanın, terörü finanse etmenin suç olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Milleti ile omuz omuza olması gereken belediye başkanları terör örgütleri ile omuz omuza oluyorsa bunun elbet bir bedeli vardır, olacaktır. Ben bunu peşinen söyleyeyim istedik. Millet teröristten talimat alan, sorguya çekilen, tokat yiyen değil, kendisine hizmet eden belediyecilik istiyor. Burada birçoğunun künyesinde ne var ne yok, GBT'sinde ne var ne yok, YSK bu GBT olaylarını peşinen tam manasıyla dört dörtlük çıkartmıyor, bunların çıkması, bunların da aday olamaması lazım. Sayı çok olduğu için herhalde bunlarla başa çıkamıyor. Seçim akşamı iş bitti, neticeler belli oldu, bunların içinde terörle ilgili, iltisaklı, suç işlemiş olanlar varsa, biz artık 5-6-7 sene bekleyemeyiz, anında gereğini savcılıklar yasal olarak yapacaktır. Bu milletin parasını çarçur edecek olanlara buralar teslim edilmeyecektir” diye konuştu.
“Benim halkım korkmasın. Demokrasi mücadelesini korkusuzca vermemiz lazım”
Doğu ve Güneydoğu'da vatandaşların nasıl olsa kayyum atanacağı gerekçesiyle PKK baskısı altında HDP'ye oy verecekleri yönündeki söylentilere cevap veren Erdoğan, “Benim halkım korkmasın. Demokrasi mücadelesini korkusuzca vermemiz lazım. Biz bütün tedbirlerimizi aldık. Bu tür baskılar varsa oradaki birimlerimize bildirin. Bu seçimlerde ciddi manada yüz binler güvenlik olarak görev yapacak. Hemen bildir. Bütün tedbirlerimizi aldık. Benim vatandaşım o tür bir ifadeyi kullansa da kullanmasa da biz devlet olarak üzerimize düşeni yapacağız. Milletimize yapılan hiçbir dayatmayı kabul etmeyiz. Bunları da boşa çıkartırız” şeklinde konuştu.
“Güneydoğu'da Doğu'da birçok ilde mitinglerimi yaptım. Hakkari mitingini yağmur altında yaptık, bayağı da beklediler. Bunların Hakkari'ye en ufak bir hizmetleri yok. Biz ne zaman kayyuma verdik, Hakkari hizmet gördü. Er ya da geç orada iş bitecek. Bugün olmazsa yarın bitecek. Benim vatandaşlarım PKK'nın güdümü altındaki siyasi partinin ipoteği altında değildir. Bunların elinde Kürt kanı var, Kürtlere en büyük zulmü bunlar yaptı. Kürtlere en büyük zulmü yapan Esed'e bunlar destek verdi. Biz Kobani'den gelen 300 bin Kürt kardeşimize ev sahipliği yapmıyor muyuz? Bunları tekrar Suriye'ye göndermedik. CHP'nin Kürtlere karşı düşmanlığını en iyi Kürt kardeşlerim biliyor. Bu ülke CHP'nin tek tipçi siyasetinden, bölücü zihniyetten çok çekti. Tunceli'de CHP zihniyetinin geçmişteki kıyımını bir kenara koymak mümkün mü? Bay kemal Tuncelili, bununla ilgili en ufak bir şey söylemedi. Ama ben söyledim. Devlet bunun soruşturmasını tarihi noktada açığa çıkartmak durumundadır. Ana olarak en ufak bir ifada kullanmadı. Bu kıyımın sorumluları o dönemin CHP'lileri” ifadelerini kullandı.
“Hayatta olsa bu adamı o partiye yaklaştırmaz”
Türkiye ne zaman başarıya gidiyor olsa yapılan suikast girişiminin zamanında Mustafa Kemal Atatürk'e de yapıldığını belirten Erdoğan, “Ben burada CHP'ye gönül veren kardeşlerime, Atatürk'ün kurduğu partinin destekleyenleri kardeşlerime, şuanda Gazi Mustafa Kemal'in o zaman başına gelenler, ona atfedilenlerin bugün benzeri benim başıma geliyor. Bay Kemal'e söylemiyorlar, onun böyle bir şey yapma gayretinin olması mümkün değil. Bu işi yaparsa Erdoğan yapar, bunu biliyorlar. Onun için Norvec'deki de Yeni Zelanda'daki de bunu söylüyor. Bunlar böyle diyor diye hedeflerimizden vazgeçmemiz mümkün mü? Mustafa Kemal bunların o kirlenmiş, zehirlenmiş ittifakına kurban edilmesine milletimiz rıza göstermeyecektir. Şuanda Atatürk'ün kurmuş olduğu CHP maalesef çok farklı yerlerde. Hayatta olsa bu adamı o partiye yaklaştırmaz. Bunun vermesi gereken hesaplar var. Gönül verenlerde aslında bundan rahatsız. İstikametini kaybetmiş bir özelliğe sahip. Biz de diyoruz ki, biz bu seçimde öyle bir adım atalım ki, milletimiz her şeyden önce bu koltuğu yapışıp bırakmayan Bay Kemal'den CHP'yi de benim milletim tabanda kurtarmış olsun. Çünkü kongrelerle kurtarmak mümkün değil, istediği gibi bir delegasyon oluşturan bu zat orada kongre ile gitmez. Bay Kemal CHP'nin başına geçtikten sonra CHP'yi yeniden dizayn ettiler. HDP ile yan yana gelebilecek omurgasız parti oluşturdular. Ben gerçek sosyal demokratların gönlünün elvermeyeceğini düşünüyorum. Gelişmeler bunu gösteriyor” açıklamasında bulundu.
“Bu adam Adalar Belediye Başkanı olursa Adalar'ın vay haline”
CHP Adalar Belediye Başkanı adayı Erdem Gül'ün bir programda İstiklal Marşı'nı söylemediğini gösteren videoyu yorumlayan Erdoğan, “Beyoğlu'na koydukları aday bundan farklı mı? Birçok terör olaylarına karışmış birisi. Bu şahıs şuanda yurt dışında olan Can Dündar ile beraberdi. Yargı buna beraat verdi. Bu yırttı işi. Orada Bay Kemal'in CHP'nin üst düzey yöneticileri ile birlikte dururken İstiklal Marşı'nın okunuşuna dahi tahammülü yok. Bu adam Adalar Belediye Başkanı olursa Adalar'ın vay haline. Bunlar aday tespit ederken bile CHP'nin ilkeleri kaybolmuş. 6 oka uyuyor mu bu? Hala Bay Kemal bunları zorla savunuyor. Atatürk'ün partisi denilen bir partinin kimlerle işbirliği içinde olduğunu gösteriyor” dedi.
“Bu adamlar hiçbir zaman terbiye tablasından geçmemişler”
CHP Adana Büyükşehir Belediye Başkan adayı Zeydan Karalar ile bir şehit eşi arasında yaşananlar ile CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı İmamoğlu'nun Handan Toprak Benli'yi tehdit ettiği iddialarını değerlendiren Erdoğan, “Hepsinden öte bu yarışmanın içinde bulunan bir hanımefendiye bu şekilde hakaret edemezsin. Adana'da benzer bir şey oldu. Bir şehit eşine bu ahlaksızlık yapıldı. Bu yenilir yutulur bir şey değil. Ben şehidimizin eşine de geçmiş olsun dileğinde bulunuyorum. Cesaretinden dolayı kendisini tebrik ediyorum. Bu adamların ruh köklerinde bu sakatlık var. Bu adamlar hiçbir zaman terbiye tablasından geçmemişler. Şehit yakınları ile bir kahvaltı olduğuna göre bu hanım kardeşimize bu saygısızlık yapıldığı zaman ben beklerdim ki o salon hem buna gerekli tepkiyi göstersin, ondan sonra da bu salonu terk etsin. Bilemiyorum salon terk edildi mi, salonun terk edilmesi yazım. Bu sıradan bir olay değil. Bir şehit eşine bu yapılmışsa bunu kendinize yapılmış telakki edip o salonu terk etmiş olmanız gerekir. Burada da maalesef o beklenen duyarlılık yok. O zaman beyefendi bakalım ne yapacak. Bunların takibi noktasında ben de yarın kendisi ile görüşüp, bu işin takibini yapmamız lazım. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımıza da talimatı vereceğim, onun da bunu takibini isteyeceğim. Burada bir yargı sürecini de bizim ayrıca başlatmamız lazım” diye konuştu.
“Cindoruk bedelini yargıda ödeyecek”
CHP'li Engin Altay'ın ve Hüsamettin Cindoruk'un kendisi ile ilgili yaptıkları yorumları değerlendiren Erdoğan, “Ortaklaşa bir tehdit dili mi yürüyor?” sorusuna, “Ortaklaşa bir tehdit dili. Ben Cindoruk'un yaklaşım tarzını, bedelini ödeyecek, ‘intikam' dendiği anda bunun her ne kadar kendisi hukukçu olduğunu söylüyorsa da bunun bedelini ödeyecek. Ben bunu karşılıksız bırakamam. Üzerlerine gideceğim. Öbürü, ismini anmayayım, onunla ilgili avukatlarım davayı açmış olabilirler. Ona da bunun hesabını soracağız. Biz yargıyı iyi çalıştırmazsak bunlar nerede meydanı boş bulurlarsa bu tür saldırıları sürdürecekler. Biz yargıda haklarımızı aramaya devam edeceğiz. Bunlara cevap vermeyi dahi ben lüzumsuz addediyorum. Bunların bir kısmını da ister istemez seçimden sonraya bırakıyorum” şeklinde konuştu.
CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş ile ilgili konuşan ve hakkındaki iddiaları hatırlatan Erdoğan, “Ankara bu tür cambazlara teslim edilir mi? CHP yöneticileri adayları ile ilgili tek bir kelime dahi söylemiyorlar. Gerçeği kendileri de biliyor. Tam da CHP'ye yaraşır bir Ankara adayı. Her işleri sahte” dedi. CHP'li Cengiz Topel Yıldırım'ın ifadelerini de değerlendiren Erdoğan, “Kendi içlerinde isimler bile ‘keşke bu günleri görmeseydik' diye ver yansın ediyorlar” diye konuştu.
“Amerika gibi bir devletin başında bulunman sana bu hakkı vermez ki”
Golan Tepelerinin Suriye'ye ait olduğu yönünde 1967 tarihli BM'nin kararı olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Şuanda Trump maalesef adeta alikıran baş kesen, Kudüs meselesinde takındığı tavır ‘ben yaptım oldu.' Sen yaptın oldu ile olmuyor bu iş. Burada da aynı şeyi yaptı. BM'ye rağmen sen bunu nasıl yaparsın. BM Güvenlik Konseyi üyelerinden buna karşı olanlar var. Başta Rusya, Fransa, AB aynı şekilde katılmıyor. Sen ne yapıyorsun? Amerika gibi bir devletin başında bulunman sana bu hakkı vermez ki. Sen kalkıyorsun Amerika'da Yahudi kuruluşlarına şirin görünmek için bunu yapıyorsun. Kendin çalar kendin oynarsın” şeklinde konuştu.
“Ayasofya müze olarak anılmayacak, Ayasofya'yı cami olarak anacağız”
Ayasofya'nın isminin müzeye çevrilmesinin yanlış olduğunu belirten Erdoğan, Ayasofya'nın müze olarak anılmayacağını, cami olarak anılacağını söyleyen Erdoğan, “bu artık bizim milletimizin. İslam dünyasının bir beklentisi. Milletimizin yıllardır Ayasofya'yı cami olarak görme özlemi var. İsminin müzeye çevrilmesi olayı çok büyük yanlıştı. Böyle bir adımı atmanın artık zamanı gelmiştir. Bu adımı atarak, Ayasofya müze olarak anılmayacak, o statüden çıkacak, Ayasofya'yı cami olarak anacağız. Ayasofya'ya gelenler Ayasofya Camii'ni gezip görecekler. İçeriği ile alakalı bazı düşüncelerim var. Birileri bize akıl öğretmek istiyorlar. Şuanda Mescit-i Aksa ile ilgili bu kadar saldırı oluyor, sesiniz çıkmıyor. Burada sesi çıkmayanlar kalkıp da burada bize akıl vermesinler. Kalkıp da bizim asırlara baliğ olan bu hedefimizden geri adım attıramazlar. Kaldı ki zaten müzeye çevrilme olayı asırlarla alakalı değil, bunu seçimlerden sonra süreci içinde bu adımı en güzel şekilde tereyağından kıl çeker gibi bitireceğiz” ifadelerini kullandı.