AK Parti İl Başkanları toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemize yönelik saldırıların dozu giderek artıyor. Her şeyden önce bu saldırılara karşı mücadele etme sorumluluğu bizim üstümüzdedir. Kimseye suç yükleyemeyiz. Bunun faturası tarih tarafından bize kesilir." dedi.
BİZE HESABİ DEĞİL HASBİ OLANLAR LAZIM
Hasan Ali Tütüncü kardeşimize Allah'tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Tütüncü kardeşimizin anısı daima yaşayacaktır. Gelin hep birlikte ruhuna birer fatiha okuyalım. Kongre takvimimiz sürüyor. Belde kongrelerimiz bitti. Şimdi ilçelerde süreç devam ediyor. Likayatlı isimlerin göreve gelmesine öncülük etmeliyiz. Samimiyet, sadakat, ahlak ve liyakat ölçülerinden taviz vermeden yapacağımız isabetli tercihlerle güçlü ilçe teşkilatları kuracağımıza inanıyorum. Bize hesabi değil hasbi olanlar lazım. Eğer hesap adamı olursa çökeriz. Hesap adamı olursa çökeriz, hasbi olursa kaleleri düşüre düşüre yolumuza devam ederiz.
TARİH BUNUN FATURASINI AK PARTİ'YE KESER
Mart-Kasım 2019 bizim için çok önemli seçimler. En küçük bir leke, sızma, zayıflamaya izin vermemeliyiz. Ülkemize yönelik saldırıların dozu her geçen gün artıyor. Terör örgütleri bir yandan çeşitli ülkeler bir yandan siyasi, ekonomik yandan saldırıyorlar. Bu saldırılara karşı mücadele etme sorumluluğu iktidar partisi olarak bizim yani AK Parti kadroların üzerindedir. Kimseye suç yükleyemeyiz. Bunun faturası tarih tarafından bize kesilir. Onun için çok hassas olacağız, dikkatli olacağız.
BİZ TÖKEZLERSEK TÜRKİYE'NİN SIKINTIYA DÜŞECEĞİNİ GÖRDÜK
Milletimizin bize verdiği güçlü destek olmasaydı, ülke olarak çok ciddi neticelerle karşı karşıya kalırdık. 16 Nisan'da milletimizin destek çıtasını yükseltmiş yüzde 50+1 olmuştur. Artık milletimizle olan irtibatımızı çok daha sıkılaştırmaya, aldığımız desteği çok daha yüksek oranlara taşımaya ihtiyacımız var. Mevcut durum bizi asla şımartmamalı. Daha iyi bir konuma gelmeliyiz. Türkiye'nin kaderi ile AK Parti'nin kaderi bütünleşmiştir, bunu böyle bilmeliyiz. Biz tökezlersek, Türkiye'nin de sıkıntıya düşeceğini 7 Haziran 1 Kasım seçimleri arasındaki dönemde gördük. Bir tökezleme ülkeyi nereye götürüyordu gördünüz.
ANA MUHALEFETİN DİLİ İLE TERÖRÜN DİLİ AYNI
Ana muhalefet programla iktidara gelmek yerine yönetimi ele geçirmek anlayışıyla harekete ediyor. Dil normal bir muhalefet dili değil, adeta bir terör örgütü dilidir. Onlar ne yapıyorsa bakıyorsanız onlar da aynısını yapıyor. şu anda Almanya'daki iktidar muhalefet mücadelesindeki ortak payda Türkiye'ye, Erdoğan'a saldırmak. Burada da ana muhalefetin dili, terör örgütünün diliyle aynıdır. Tavırlar aynı. Benim milletim bunu Allah'ın izniyle yutmaz ve yutmayacaktır. Türkiye'yi bunların anlayışına terk edemeyiz.
BU YÜRÜYÜŞE AYAK UYDURAMAYANI KENARA KOYACAĞIZ
Milletimiz bize mahkum değildir. AK Parti 15 yıllık iktidarında milletimizin kendisine mecburiyetinde değil 81 vilayeti ve 80 milyon insanın tamamına yaptığı hizmetlere borçludur. Daha çok çalışarak en iyi kadroları göreve getirerek, icraat yaparak, milletimizden aldığımız desteği daha da yukarılara çıkarmanın gayretinde olmalıyız. Bu sadece partimiz için değil teknokratıyla, bürokratıyla buna ayağını uyduramayan kim varsa bunların hepsini kenara koymamız lazım. Bakanlarımızın bu konudaki kararlılığı çok önemli. Bu yürüyüşe ayak uyduramıyor mu, engel mi oluyor bir kenara koyacağız. Bu millete hizmette lauballilik mi yapıyor, kenara koyacağız. Afederseniz yolsuzluğa bulaşan mı var, kenara koyacağız. Bunlar içimizden de olabilri, candan da olabilir, yandan da olabilir.