Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediyesi, OMÜ, Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı(OKA) ve Şiddetle Mücadele(HEGEM) Vakfı tarafından düzenlenen kongreye 77 üniversiteden 450 bilim insanı katılıyor. 3 gün sürecek kongrede 254 bildiri sunulacak. OMÜ Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (UZEM) Toplantı Salonunda düzenlenen kongrenin açılışı Samsun Valisi Osman Kaymak’ın katılımıyla yapıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan kongrede HEGEM Genel Başkanı Prof. Dr Adem Solak açılış konuşması yaptı.
Solak: "Şiddetle sivil mücadelede geç kaldık"
Şiddetle mücadelenin anlık kararlarla olmayacağını belirten Solak, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bizim henüz şiddetle sivil mücadele milli politikamız yoktur. Şiddetle suç mağdurlarına yönelik temel kavramlarımızı henüz oluşturabilmiş değiliz. Bu ikisi birbirine çok bağlı olduğu için biri olmadan diğerinde ilerleme şansımız çok azdır. Uzun vadeli politikalar için bunların öncelikle bilim adamları tarafından tartışılması, öngörüler ortaya konması, modeller önerilmesi ve toplumda seferberlik halinde olunması kaçınılmazdır. Bizim maksadımız Türkiye’de şiddetle ilgili milli seferberlik ilan etmektir. Biz şiddetle sivil mücadele sistemini oluşturmak için geç kaldık. Kızılay, Yeşilay’dan sonra diyoruz ki Maviay’ı kuralım. Mavi ay şiddetle mücadelenin adı ve adresi olsun. Ben bunu burada teklif ediyorum" dedi.
OMÜ olarak böyle bir kongreye ev sahipliği yaptıkları için mutlu olduklarını belirten OMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ali Cengiz, "Üniversitelerin temel amacı bilimsel çalışmaları topluma sunulmasını sağlamak. Kongreler bunun en önemli aracı. Burada tartışılacak her konunun çok önemli olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
Vali Kaymak: "Şiddeti önlemenin manevi boyutu ihmal ediliyor"
Düzenlenen kongre ile şiddette sivil mücadele seferberliği başlatmış olduklarını belirten Samsun Valisi Osman Kaymak, "Çocuklarımız risk altında. Artık ateş düştüğü yeri değil her yeri yakar hale geldi. Şiddetle sivil mücadele seferberliğimiz hayırlı olsun. Eyüp’te kaymakam olduğum zaman suça karışmış çocukların kaldığı bir yurt vardı. Oradaki yaklaşım şuydu: ’Çocukları sinemaya götürelim, yeni giysiler alalım, spor aktivilerine katalım’. Yani çocuğun bedensel ihtiyaçlarını karşılayarak suçtan uzak tutulacağı düşünülüyordu. Ama çocuklar yine yurttan kaçıyorlardı yine suça karışıyorlardı. Yine mutsuzlardı. İnsan beden ve ruhtan oluşuyor. Şiddette aslında ruhi sorunlardan ortaya çıkıyor. O anlamda ruhu anlamak anlamında işin manevi boyutu ihmal ediliyor. Kişiyi manen tatmin etmeyen, çocuk yaşta ihtiyaçları karşılanmadığı için; çocuk bu sefer maddi ihtiyaçları karşılansa da çocuğu kazanamıyoruz ve tekrar suça itiliyor. Çocuk yaşta bunu alamayanlar ileride daha büyük suçlar işleyebiliyor. Bütün kamu kurumları, sivil toplum, basın hepimiz şiddet konusunu önemsemek durumundayız. Biz sadece şiddet olduktan sonra oturup ağlıyoruz. ’Bu adam bu kadını niye öldürdü?’. Şiddeti önleme noktasını unutuyoruz. İkinci bir öldürme olana kadar bu olayı unutuyoruz. Bunun için var olan kurumlarımız yetersiz. Bunun için önleyici eğitici çalışmalara ihtiyacımız var" şeklinde konuştu.
Özen: "Kul hakkı kavramını öğrenmemiz gerekiyor"
Vali Kaymak’ın konuşmasının ardından OKA Genel Sekreteri Mevlüt Özen şiddetle ilgili bir sunum yaptı. Şiddet konusunda Türkiye’nin ulusal eylem planı hazırladığını belirten Özen, "Ancak bütüncül yaklaşım başarılabilmiş değil. Bütün kamu kurum ve kuruluşlar ile sivil insiyatif bir araya gelerek bir seferberlik içerisinde mücadelesini sürdüremiyor. Sürdürülebilirlik konusunda eksikliklerimiz var. Şiddeti önlemede Sayın valimin sözlerine bir ekleme yapmak istiyorum. Kul hakkı kültürünü öğrettiğimiz anda şiddetle mücadele kendiliğinden yoluna girmiş olacak. Kul hakkı kavramını öğrenmemiz gerekiyor. Kayıt dışı işçi çalıştırmak kul hakkıdır. Şiddet de kul hakkına tecavüzdür" dedi.
