Samsun Türk Ocağı Başkanı Doç. Dr. Serkan Şen, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün bozulmasının Türkiye açısından savaş sebebi olacağının ilan edilmesi gerektiğini belirterek, “Şayet 1920’lerde varılan çözümler bozulacaksa Halep’ten Musul ve Kerkük’e uzanan Misak-ı Millî sınırlarıyla ilgili haklarımızın gündeme getirilmesi tarihî bir sorumluluktur” dedi.
Samsun Türk Ocağı Başkanı Doç. Dr. Serkan Şen, "Barzani Referandumu"na ilişkin basın açıklaması yaptı. Sömürgeci güçlerin Orta Doğu’yu şekillendirmeye yönelik çabalarında kritik eşiğe gelindiğini belirten Doç. Dr. Serkan Şen, “İsrail’in güvenliği ve enerji yollarının denetimi için Barzani piyonu devreye sokulmuştur. İslam coğrafyasını kan gölüne dönüştüren ABD, Türkiye’ye karşı açıktan düşmanca bir siyaset izlemektedir. ‘Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nin, Irak Anayasası’na göre bir bölgeye bağlı olmayan Kerkük’ü de içine alan ‘bağımsızlık referandumu’nu 25 Eylül 2017’de yapacağının duyurulması bir sonraki adımda Türkiye’nin hedefe oturtulması manasına gelmektedir. Türkiye’nin, özellikle pek çok konuda kendi yardım ve desteği ile ayakta duran ‘Barzani Devleti’ konusunda keskin bir tavır takınmaktan başka çaresi yoktur. Ülkemiz, içeriden ve dışarıdan kıskaca alınmakta ve oldubittiye razı olması için uluslararası hukuka aykırı uygulamalarla şantaja maruz bırakılmaktadır. Bu tablo karşısında Türkiye, gerçek manada bir beka mücadelesi içinde olduğu bilinciyle hareket etmelidir. Bölgedeki Türk varlığını silmeye yönelik projeler karşısında tereddütsüz, kararlı bir politika yürütülmelidir. Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün bozulmasının bizim açımızdan savaş sebebi olacağı ilan edilmelidir. Şayet 1920’lerde varılan çözümler bozulacaksa Halep’ten Musul ve Kerkük’e uzanan Misak-ı Millî sınırlarıyla ilgili haklarımızın gündeme getirilmesi tarihî bir sorumluluktur” diye konuştu.
Türkiye’nin uğradığı bütün haksızlıklara ve kaçırdığı bütün fırsatlara rağmen Türk devletinin, hâlâ bu coğrafyanın en önemli gücü ve ümit kaynağı olduğunu vurgulayan Şen, “İnancımızı ve ümidimizi asla kaybetmeden, gücümüzü ve dengeleri doğru okuyarak bu hain plana karşı tarihî görevimizi yerine getirmek zorundayız. Bu meydan okumaya, ancak ve yalnızca iç siyasi çekişmelerin dışında ve üzerinde bir bakış, siyaset ve tavırla karşılık verebiliriz. Ülkemizi yönetenleri, aydınları ve bütün siyasileri bu millî beka meselesinin gerektirdiği birlik ve dayanışma ruhuna uygun davranmaya davet ediyoruz. Türk Ocakları olarak Irak’ın kuzeyindeki kanunsuz referanduma ve Suriye’nin kuzeyindeki PKK İhanet Koridoruna ‘Hayır!’ diyoruz. Yetkililerimizi, Türkmenleri merkeze alan bir siyaset yürütmeye davet ediyoruz. Unutmayalım ki masada olan sadece Kerkük değil Türkiye’nin geleceğidir” şeklinde konuştu.